15 Kasım 2013 Cuma

Beni Affet









Beni affet...
Bir hançer yardı geçti gönlümü
Ama olsun...
İçinde sen yoksan bir işime yaramazdı zaten.
Seni sıkıca tutamamışsa bu eller,
Gitmeni engelleyememişse lâl olmuş bu dil
Beni affet...

Bilmiyorum sen affetsen de  
Ben affeder miyim ki kendimi? 
İnan bilmiyorum.

Bu suçluluk duygusuyla yaşamak mı zor olan, 
Yoksa senin sevgisizliğinle mi?

Kör kuyuya düşmek midir çaresizlik?
Yoksa senin o güzel gözlerinde ki hüznü görmek mi?

Ya ölüm?
Kara mayınına basmak mıdır ölüm? 
Yoksa seni giderken görmek mi?


Her ne kadar bir kuş gibi çaresizce çırpınsa da bu gönül ,
Artık altın kafesim olmasan da ,
Sen yeter ki beni affet.





Volkan KOPUZOĞLU

31 Ekim 2013 Perşembe

Sessiz Yalnızlık





Gitme!

...
Her ne kadar aksini idda etsem de 
Her ne kadar kendimi kandırsam da 
Bu duruma kendim sebep oldum biliyorum
Bu çaresizliğe, bu yalnızlığa,

Oysa sen varken daha bir neşeli, 
Daha bir gerçekçiydi gülüşüm.
Ama şimdi aciz bir kukladan farkı yok bu suratın
Her hareket yapmacık, 
Her mimik sahte...

Her defasında  ben kendimle barıştım diyorum
Bunun yalan olmadığını söylüyorum,
Ama anca kendimi kandırıyorum
Bir nevi çocuk gibi oynuyorum benliğimle.

Hani bir işe yarayacakmış gibi,
Resmen sarsıyorum bedenimi 
Yıkmaya çalışıyorum tabularımı
Ama ne çare ki bu nafile uğraşım
Şimdi sadece kilidi bozulmuş bir kasa gibiyim sensiz 

Hele ki bu sensizliğin tek suçlusu sadece "ben" olunca 

Daha da bir ağır geliyor bu sessiz yalnızlık.

Bu yokluk iyiden iyiye sıkıyor

Patlatacak kıvama getiriyor yüreğimi 
Ne kadar çabalasam da kurtulamıyorum 
Her defasında yakalıyor,
Her defasında sıkıştırıyor makus kaderim 
Oysa şimdi sen olsan yanımda 
Vız gelirdi dağı delmek bana.






Volkan KOPUZOĞLU

12 Temmuz 2013 Cuma

Sen gittin ya...





Sen gittin ya...

Yabancı geliyor artık herkes bana.
Ne oturup çay içtiğimiz o kafeterya,
Ne de dalga seslerini dinlediğimiz o sahil.
Artık hiçbir şekilde aynı tadı vermiyor.
Hep bir şeyler eksik geliyor.

İçimde taa şuramda bir sancı doğuyor,
Seni her düşündüğümde,
Her adını andığımda,
O güzel gözlerinle süslenmiş
Resmine her baktığımda,
Tutamıyorum kendimi
Camı açıp avazım çıktığı kadar haykırmak
Tüm dünyaya duyurmak istiyorum feryadımı.

Ama ne çare ki...
Sonuçta ne yapsam da
Artık sen yoksun.







Volkan KOPUZOĞLU

24 Ocak 2013 Perşembe

Ses





Susmuyor bu ses,
Ne yaptıysam kesinlikle susmuyor.
Oysa sen burdayken
Yoktu böyle bir derdim,
Yoktu beni böyle biçare eden bir ses.
Oysa ne güzeldi günler önce
Ne güzeldi o hoş sesinin tınısı.
Şu an sadece bu susmayan ses var,
Kimseciklerin duyamadığı, hissedemediği,
Ama aynı zamanda
Hem kafamda, hem yüreğimde yankılanan.
Sen gittiğinden beri,
DUR! DUR! DUR!
Diye haykırırcasına bağırıyor,
İçim içimi yiyor sanki.
Şimdi sen yoksun ya,
Senin yerinde ise,
Giderken arkandan söyleyemediğim
Sadece bu ses...




Volkan KOPUZOĞLU

12 Haziran 2012 Salı

Böyleymiş Demek






Böyleymiş demek sensiz olmak,
Dört duvar olan bu odada
Bu kadar yalnız olmak.
Böyleymiş demek üşümek,
O mis kokulu kollarınla
Sarıldığını hissedememek.
Böyleymiş demek sağır olmak,
Her seni seviyorum dediğimde
O tatlı sesinle verdiğin
Her zamanki yanıtı duyamamak.
Böyleymiş demek
Dili lâl olmak,
Giderken arkandan
Nolur gitme kal diyememek.





Volkan KOPUZOĞLU

6 Şubat 2012 Pazartesi

Osuruktan Tayyare!




Vay be günlük nasılsın iyi misin? Senle uzun zamandır  şöyle oturup dertleşmiyorduk valla ha geçen hafta çok güzel kar yağdı  buralara, köyde ki o çocukluk yıllarım geldi aklıma hep.Tabi birde açıkta kalan o yardıma muhtaç kardeşlerimiz Allah yardımcıları olsun valla çok zor.

Tamamı 0 ve 1 lerden oluşan bir günlük bile olsan da  bu sefer tamamen saçmalayacağım kadar  saçmalamaya açık ve özgür bırakacam zihnimi her defasında da  güzel ve anlamlı şeyler yazmak elbette hoş oluyor ama bu sefer  açtım tüm  kapıları aklıma ne gelirse sanki bir arkadaşla dertleşir gibi dertleşmek , muhabbet etmek geliyor içimden senle.
her ne kadar böyle desemde aklımda hala Kral Katili Güncesi: Rüzgârın Adı kitabının  baş kahramanı Kvothe'nin serinin devamında  neler yapacağını ve o kitabın sonunda ki olayın neden öyle olduğunu  merak etmekten kendimi alamıyorum sevgili günlük. Ne hangi olay mı? Yok günlük onu burda söylersem  bu satırları okuyan kişiye ayıp olur sonra kitabın  zevki kalmaz boş yere küfür yemek istemem çünkü çok kötü bir şeydir o spoiler yemek.

Bu da dilimize nerden geldiyse artık yapıştı kaldı valla, "ilerde ki bölümler hakkında önceden bilinmemesi gereken bilgi" gibi bir anlamı var. Tabi bu anlam anime, dizi, sinema, kitap gibi mecralarda ayrı ayrı  tanımlar ya da  ufak eklemelerle anlatılışı değişse de, dilini ve yazı yazmayaı çok seven biri olarak ben bile  uzun uzadıya  o açıklamasını yapmak gelmiyor içimdem.

Yav günlük bu aralar  tuhaflaştım zaten habire  harfleri yutar oldum. Hani ellerimin midesi olsa kesin karnı acıkmış paso harfleri yutuyor diyeceğim o derece :P Bazen yazı yazarken  yazdıklarıma bakıyorum "lan  ben o "z" ye basmamışmıyım Allah Allah" derken buluyorum kendimi.
Efendim...Yok günlüğüm  bir yazarken bi biskrem versem gibi  bi durum söz konusu değil onu bazen bilinçli olarak alışılagelmiş  bir şey olarak görüyorum bu  bahsettiğim  öyle değil. Tamamen bilinçsiz olarak  hani hızlı yazayım derken  bazen harfleri çorba yapıyorum ya işte aynı onun gibi diyebilirim. Ama yine de bu daha farklı  o çorba da bile  hatayı yaptığım zaman anlayabiliyorum arada ancak, bu dediğim durum da öyle bir olay yok  yazarken  doğru yazdığıma inanıyorum  sonra bir bakıyorum poff!! o harf  yok ya da hiç olmamış ki orda  gözüksün. Bir kaç saniye tuhaf bir duygu kaplıyor içimi öyle görünce...

Neyse günlüğüm seninle dertleşmek güzeldi acayip acıktım ben kahvaltıya gideyim bari  en iyisi. Konu saçmalamak bile olsa aklıma  doğru dürüst bir şey gelmiyor yine görüşmek üzere Allah'a emanet :)




e-günlük: Hıaaah! Ne güzelde uyumuşum yav! 
?! Aha hayret  bizim ki birşeyler mi demiş? 
ohoo hehe döktürmüş lan. Aha ama anlamamış benim uyuduğumu  nihehe! belli iyice kafası dağınık olduğu o son olaydan beri bana hala kızgın sanıyordum. İyi iyi güzel asl...


vkopuzoglu: Lan!! Sen uyuyor muydun? Biz de seni adam yerine koyup dertleşmeye çalışıyoruz TİP! 
Nerde lan benim tornavidam senin beynin tozlanmış belli, DUR! kaçmaa gel buraya! Hiç acımıycak bak gel nuhahahaha :D


Hiaaa!!! aman ağğğbii dur  sen  gitmemiş miydin? Dur ypamagözünün yağında çift sarılı yumurtalı sucuk yapayım ahh! dur!


Belli belli senin beynine toz girmiş  bak sıkışınca iki lafı doğru düzgün  kuramıyon gel buraya dedim!


Kyaaa!!!


23 Eylül 2011 Cuma

Hüzünlü Bir Mevsim: Son Bahar



...hafif hafif etkisini hissettiren sert rüzgârlar, şiddetini ufaktan ufaktan  arttıran bereketli  yağmurlar, sararıp dökmeye yüz tutmuş yeşil yapraklar...

Evet bu üçü bir arada etkinlik artık o cıvıl cıvıl Yazın maalesef bittiğini ve soğuk çetin Kışın habercisi olan Son Baharın geldiğinin belirtisi olan halleri, artık kafamızı nereye çevirsek rahatlıkla görebilecek duruma geldik.Güzel ülkemizde hala yazın son demlerini yaşayanlar olsa da okulların açılmasına tekavül ettiği için  bu fırsatlarını okul çıkışlarında değerlendirmeye çalışıyorlardır elbette. Ancak bizim gibi çalışan kesim ise  daha yazın  tadını doğru dürüst çıkaramamışken şimdi de  pat diye Son Baharı karşımızda görünce ister istemez hüzün kaplıyor biraz insanın içini.
Zaten şiirler olsun, romanlar  olsun, film senaryoları olsun hep bu yönde bakılmaz mı son bahara " hüzün mevsimi "  diye.
Hani Son Bahara sorsalar, hani dili olsa da konuşsa deriz ya, hah işte öyle olsa belki bu hüzünlü mevsim  neler neler anlatacak, ne dertler yanacak kim bilir. "ama benim Eylül'üm de yazdan kalma geçer hep cıvıl cıvıldır" der belki hiç çekinmeden ve göğsünü gererek.
Oysa ki bazen insanları şaşırtsalarda diğer kardeşleri için aynı şeyi söyleyemez biraz utanır sıkılır sanki Son Bahar. Hani onlardan bahsedersem  beni zaten sevmiyorlar iyicene sevmezler diye korkar, hep geçiştirmeye bakar Ekim ile Kasım'ı.
Her ne kadar kanbersiz düğün olmasa da bu aylarsızda olmayacağını herkes adı gibi bilir. O soğuk ve çetin Kış'a  başka hangi ay göğsünü gere gere  kendini feda edip  bizlere hazırlanmamız için fırsat tanır ki.
İşte böyledir Hüzünlü Mevsim Son Bahar'ın hikâyesi...

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Sıcak bir yaz günü...

Selam öncelikle nasılsınız iyi misiniz?
Şu sıcak yaz günü kimsenin canı birşey istemez öyle değil mi? Ama kimimiz  işimizle, kimimiz bütünlemeleriyle, kimimiz yıllardır resmen çorbaya döndürdükleri ÖSS sınavıyla (hala bunun adı Öss mi yoksa o da mı değişti :) ) kimimizse  yaz okuluyla uğraşmak zorunda. Allah yardımcımız olsun valla. Ha bazı şanslı azınlıkta tatil yapıyordur belki. şimdi sıcak güneşin altında serin denize CUUP! diye atlamak vardı ya neyse  kısmet artık başka sefere.

İşte o şanslı azınlığın dışında olan bizler içinse ufak hatırlatmalar yapmak isterim ha belki yoğunluktan unutulmuştur.


Yeni vizyona giren ve aylardır beklediğim Transformers 3: Ayın Karanlık Yüzü' nü  kaçırmamanız ı tavsiye ederim.
Autobotlarla Decepticonların amasınsız kıyasıya mücadelesini anlatan efsane serinin  üçüncü filmi 40 yılı aşkın bir sırın perde arkasını konu alıyor ve olan yine  gariban Dünyamıza oluyor.
Filmde ki en büyük değişiklik kuşkusuz türlü entrikaları yüzünden kadrodan atılan Megan Fox'un  yerine Victoria Secret Meleklerinden olan Rosie Huntington Whiteley'in gelmiş olması ve karakter olarakta  otobotların eski lideri  Sentinel Prime' ı  filmde görecek olmamız ya da siz çoktan gördünüz. Böhüü ben daha gidemedim :S öhöm neyse :D



Bir diğer konumuz ise şu sıcak günlerde  kitabımızı elimize alıp sahilde  ya da piknik alanında ya da  püfür püfür esen balkonunuzda ayaklarınızı uzatıp  sevdiğiniz kitapları okuyarak  dinlenebilir ve güzelce kafa dağıtabilirsiniz. Size tavsiyem Gerekli Şeyler Yayıncılıktan çıkan Naruto ve One Piece mangasının tadına varabilirsiniz ya da, hala okumadıysanız   Ahmet Ümit'in kaleminden  güzel bir polisiye olan İstanbul Hatırasını okumadan geçmeyin derim.
Ama bunca şey arasında "yok abi sıcakta kitap bile çekilmez" derseniz oturun bilgisayarınızın başına sisteminiz müsade ediyorsa çatır çatır  Yerli Kardeşlerin yaptığı dünyayı sallayan oyunu oynayın yani CRYSIS 2. Ya da  TaleWorlds'dan Armağan - İpek Yavuz çiftinin yapmış olduğu  bizzat Ankara'nın bağrından çıkmış olan ATınıza atlayın VE  KILIÇınızı kınından çıkarmaya hazır olun derim.
Yahu nabıyorsanız yapın ama sakın forumlara felan "kardeşim bozuk süt içti az önce ne yapmalıyım acil yardım? ya da "yahu  aga tatil diye birşey varmış napacaz biz onda ne edilir ne yapılır bilen söylesin yav" diye  sorular yazmakla uğraşmayın  zamanınızı ve aklınızı  ekmek arası peynir ve zeytine kardeş yapmayın derim. Harbi bunu soranlar var yav. Açın google a yazın tatilde ne yapılır diye  adamlar harbi yazmış zuha:D hele o bozuk süt olayı da gerçek çocuğun teki yazmış başına gelenin tecrübesinden yararlanayım diye ama çoğu kişi kafaya almış. Hastaneye götüreceklerine  foruma yazmak da ilginçmiş gerçekten :P yazık yav.

Ha son olarakta Bursalı arkadaşlara bir haberim olacak yakında Yazlık Sinemalar mı ne açılıyormuş Eyvah Eyvah 2, Kurtlar Vadisi Filistin, Av Mevsimi, Oscar Ödüllü Oyuncak Hikâyesi 3 gibi filmler gelecekmiş diye gördüm  reklam panolarında Temmuz - Eylül aylarında açılacakmış bakalım hadi hayırlısı. Lakin habire  halka hizmet halka hizmet deyip duruyorlar paralımı olur yoksa ücretsiz mi onu bilemem daha açılsın görecez bakalım.

Eveet uzun zamandır  niyetleniyordum bir yazı yazmayı kısmet bugüneymiş. Umarım  azda olsa işinize yarar bilgiler bulabilirsiniz ya da  az da olsa  kafanızı dağıtmanıza yardımcı olabilmişimdir. Gelecek sefere görüşmek üzere Allah'a emanet olun :D

 


18 Mart 2011 Cuma

Tarihte Bugün : ÇANAKKALE ZAFERİ!

...18 Mart 1915 yaşları 15'ten başlayan büyük Aziz 

Şehitlerimiz ittifak güçlerini Çanakkale'nin

o soğuk derin boğazına gömdüğü gündür! Tüm

Şehitlerimizden Allahü Teala razı 

olsun.Mekânları Cennet Olsun.

28 Şubat 2011 Pazartesi

Oscar Ödülleri 2011


İşte gece 01.00 de başlayan 83. Oscar Ödüllerinin Kazananları!
 
En iyi Sanat Tasarımı
Set Tasarım Ödülü
Alice in Wonderland

En iyi Sinematografi
Inception

En iyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Melissa Leo – The Fighter

En iyi Kısa Metraj Animasyon
The Losting

En iyi Animasyon
Toy Story 3

En iyi Uyarlama Senaryo
The Social Network

En iyi Özgün Senaryo
David Seidler – The King’s Speech

En iyi Yrdımcı Erkek Oyuncu
Cristian Bale – The Fighters

En iyi Yabancı Dilde ki Film
In a Better World – Danimarka

En iyi Özgün Film Müziği
Trent Rezior, Atricut Ross – The Social Network

En iyi Ses Miksajı
Lora Hirschbeck – Inception

En iyi Ses Montajı
Richard King – Inception

En iyi Kostüm Tasarımı
Alice In Wonderland

En iyi Makyaj
Rick Baker, Dave Elsey - The Wolfman

En iyi Film Şarkısı
“We belong together” Randy Newman – Toy Story 3

En iyi Yönetmen
Tom Hooper – The King’s Speech

En iyi Kadın Oyuncu
Natalie Portman – Black Swan

En iyi Erkek Oyuncu
Colin Firth – The King’s Speech

En iyi Film
The King’s Speech

Not: Hiç bir yerden alıntı değildir! Sanırım ilklerden olabilir.