şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Aralık 2024 Cuma

Hayat çizgisi

 




Hayat kısacık bir çizgiden ibaret.

Yanlış da gitsen,

Doğru da gitsen,

Sadece kısacık bir çizgi.


Hayaller, umutlar,

Sevinçler, hüzünler.

Hepsi çizgimizde sıraya girmiş

Usulca sırasını beklemekte.


Ey gül yanaklım

Mis kokulum

O kısacık çizginde

Bana da yer var mı?


Varsa söyle bileyim

O gül yüzünü bir göreyim


Salayım umutlarımı dört bir yana

Yeşersin gönül bahçemde

Laleler, sümbüller.

O lüle saçlarına taç olsun


Uçuşsun içimde kelebekler

Yollarına rehber olsun

Bütün yollarımın sonu 

Sadece hep sen olsun.




Volkan KOPUZOĞLU

29 Mayıs 2024 Çarşamba

Rüya

 





Hemen açma gözlerini

Gözlerinde kalsın hayalim.

Karanlıkta ay gibi parlatsın

Güneş gibi ısıtsın yüreğini.


Hemen açma gözlerini

Bozulmasın bu tatlı düş.

Heyecandan pır pır edip çarpan,

Yorulmasın daha fazla yüreğin.


Ozanlar çalsın

Âşıklar ağlasın.

Mitlere karışsın

Bu sevdamız.


O mehtaplı gecede 

Bir ben kalayım aklında, bir de sen

Laleler güller dökeyim yollarına

Ah bir gelsen.



Volkan KOPUZOĞLU

21 Nisan 2021 Çarşamba

Yara

 



Üç çeşit yara vardır
Biri fiziksel yara
En basiti, en masumu.
Vücud yaralanır,
Kan akar ve zamanla kabuk tutar.
Bu işte insanın başına gelen
Belki de en şanslı olduğu yaradır.
 
İkincisi psikolojik yaradır.
Benliğini yer bitirir,
Durmadan vurur, vurur, vurur.
Sen dur diyene kadar,
Yapma diyene kadar acımadan vurur.
Yine şanslıysan kurtulursun
O doğru insan seni alır koparır o dertten
Dünyan ferahlar.
 
Üçüncüsü ruhsal yaradır.
Hem yaşarken hem ölüyken acı verir sana.
İster bilerek ister bilmeyerek bunu yaparsın, yaparlar.
Belki bile bile, belki de bilmeyerek amaçsızca.
Yanlış olduğu bariz olduğu halde
Sadece bir şeylere tutunmak için,
Belki de sadece kendinden kaçmak için yaparsın.
 
Aslında bir yara daha vardır.
Çok kimsenin bilmediği
Anca büyüyünce anlayabildiğin.
Senin içine işler, en derin benliğine kazınır,
Ruhuna, vücuduna, aklına her yerine.
 
 
İçine işleyen bu yaradan kurtulmak istersin.
Kimseye anlatamadığın ama
En çok da anlatmak istediğin bu yaradır.
Bütün cesaretini toplayıp anlatmak istersin
Ama anlatamazsın
 
Artık o senden daha çok sen olmuştur.
Sanki bedenin içindeki idareci sen değil de o olmuştur.
Sen ev sahibi değil de,
Basit bir Allah misafiri olmuşsundur.
 
Bir nevi fırtınanın ortasına doğru süzülen uçak gibi
Otomatik pilotta ona doğru girmeyi beklersin
İşte bu yaraya sahip olanın en büyük hatası da budur
Umutsuzca, sadece beklemek
Birilerinin ona yardım edebilmesini beklemek.
Huzuruna yol açacak o yola girememek
Sırf o kişiyi kaybetme korkusuyla gidememek.
 
Ve günün sonunda insanın elinde olan ise
Yine yaralarıyla baş başa kalmış
Aynada sana bakan
Korkak bir Senden başkası yoktur.

 


 

Volkan KOPUZOĞLU

18 Mart 2021 Perşembe

Düşlerden Gerçeğe

 



 
 
Yazmak,
Elimde olan tek şey yazmak.
Kitaplara konu olacak şekilde sayfalarca,
Hem de günlerce fütursuzca yazmak.
Satırlar arasında kaybolurcasına yazmak.
 
Belki birileri bulur diye,
Belki o birileri sen olursun diye yazmak.
Düşlerin gerçeğe ulaşmasını umar gibi
Çocuksu bir coşkuyla ve neşeyle yazmak.
 
Sadece bir anlığına da olsa
Hayal dünyasının kahramanı olmak
En korkulan kötüsü olmak,
Ya da en sıradışısından,
En sıradanına kadar sadece herhangi biri olmak.
 
Yine de her nerede ve her kim olursam olayım
Her zaman ve her koşulda
Yüreğimi anca bu satırlara dökebilsem de,
Tek dileğim, seni seven yegâne kişi olmak.
 
 


Volkan KOPUZOĞLU

13 Kasım 2020 Cuma

Derinliğin Maviliği

 




Bugün hava çok güzel,
Erikler çiçek açmış,
Her yer pembe kiraz çiçekleri ile süslenmiş.
Bu güzel havada yürüyen
Bir, konuşup eğlenen insanlar görüyorum,
Bir de senin o ay gibi yüzünü renklendiren,
Kiraz pembesi dudaklarınla bana gülümseyişini.
 
Bugün hava çok güzel,
Dışarda kuşlar neşeyle ötüşüyorlar.
Kızıla çalan gün batımında,
Hafif bir meltem esiyor,
Denize açılmış rüzgâra aç yelkenli gibi,
Dalgalandırıyor bukleli saçlarını.
 
Bugün hava çok güzel.
Bütün ışıltısıyla aksediyor kendini güneş.
Önce senin deniz mavisi gözlerine,
Ardından uçsuz bucaksız bu mavi deryaya.
Bense sadece sana bakabiliyorum
Sadece bakmak.
Derin mavilikte,
Hareketsizce,
Ağır ağır
Karanlık dibe doğru batarken
Sadece bakıyorum…
 
 

Volkan KOPUZOĞLU

10 Ocak 2019 Perşembe

Bataklık







Hatalar…
Evet, yanlış seçimlerin gebe olduğu
O acımasız hatalar denizindeyim.
Bu sefer yüzmek yok.
Bu sefer kımıldamak yok.

Beni yemek isteyen,
Yalnızca kör bataklık ve ben.
Tek yönlü karanlık dipsiz çukurun dışında
Başka var mı ki gidilebilecek bir yer?

Ziyanı yok!
Zaten çırpınmayı çoktan bıraktım.
Gittikçe içine sürüklendiğim şu balçık denizinde
Beni bekleyen sadece boş hayaller,
Zifiri karanlıktaki o masum, tatlı hayaller.

Her yer yapış yapış olsa da,
Sensiz kalmış olsam da,
Dudaklarım gibi kupkuru yüreğim
Islak bataklığa rağmen kupkuru bedenim.

Nerdesin ey güzel gözlüm?
Nerdesin umut ışığım?
Sana ulaşamadığım,
Çırpındıkça battığım, bu bataklıkta
Beni bekleyen tek son,
Sadece…
KARANLIK…


Volkan KOPUZOĞLU

4 Şubat 2016 Perşembe

Nefret




Hiçliğin ortalarındayım
Yapayalnız, sensiz, çaresiz.
Üstüme kâbus gibi çökmüş şu gece de
Hiçbir duyguya yer yok yüreğimde
Ne bir üzüntü, ne bir neşe, ne de keder.
Sadece hafif bir nefret
Kılıcın kınından ayrılmışçasına
Kininden ayrılıp serbest kalan
Kendime duyduğum basit bir nefret.
Öyle bir nefret ki bu içimde
Her geçen gün, her geçen dakika
Ufak ufak daha da artıyor ansızın
Sürekli bozuk plak gibi tekrar ediyor pişmanlık hissi
Hiç sormuyor ki takatin kaldı mı diye?
Seni özlemle andığım şu gecede
Nolur gel yine affet sen beni bir hecede.




Volkan KOPUZOĞLU 

2 Mart 2015 Pazartesi

Zifiri Karanlık




Bir sen yoksun şu hayatımda,
Taa şuramda bir yumru.
Bir sen yoksun şu hayatımda,
Her heyecanla denediğimde
Hüsrana uğradığım
Ama bir türlü vazgeçmediğim,
Vazgeçemediğim.

Bir tek ben miyim ki bu derde hapsolan?
Gece gibi karanlık bir odaya hapsolan.
Gel be güzel gözlüm,
Gel!
Gel de ışık ol şu karanlığıma...




Volkan KOPUZOĞLU

12 Aralık 2014 Cuma

Yağmurdan Korkuluk
















Şu gecenin zifiri karanlığında
Kanatları ıslanmış kuş gibi çaresizim yine.
İnce ince yağıyor yağmur zifiri karanlığa
Ve her saniye daha da çok bastırıyor
O geride bıraktığın mis kokunu.

Sensizliğin başladığı andan itibaren
Damla olmayı bıraktı artık bu narin varlık
Her damla birer mermi olup yağıyor,
Etimi delip geçiyor,
Bir hançer gibi saplanıyor.
Dayanılmaz acılara mahkum ediyor
Şu yaralı yüreğimi.

Şimdiyse göğe bakmaya korkuyorum,
O güzel yüzünü gördüğüm bu gözlerle.
Korkuyorum çünkü;
Ya bu gözlerde
Yüreğimle aynı kaderi paylaşır da
Bir daha seni göremezsem diye.

Oysa ne severdik
Yağmurlu gökyüzünü seyretmeyi.
O rahmetin altında,
Gözleri kapalı bir peri gibiydin adeta.
Sonsuza kadar sürsün,
Hiç bitmesin bu an derdim hep.

Düşen damlalara
Teslim olduğum şu ansa,
Ölesiye korkuyorum...



Volkan KOPUZOĞLU

11 Eylül 2014 Perşembe

Bencil Yürek
















İçimde bir sızı var a dostlar
Sormayın gitsin.

Her ne yaptıysam kapanmıyor bu yara
Laf dinlemiyor ki bu deli gönül

İlle de dediğim olsun diyor
Sadece Onu düşlüyor.

Hep böyle bencil midir bu?
Sadece kendini mi düşünür?

Yoksa sadece Onu düşündüğü için mi 
Bencil görünür.

İçimde bir sızı var a dostlar
Var mıdır derman olacak biri?


Volkan KOPUZOĞLU

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Düşün!




Düşünmeye başladı genç.
Şu an için yapabildiği,
Tek şeye odaklanmaya çalıştı.

Hatrında kalan 
O deniz mavisi gözleri düşündü,
Karanlığa kafa tutarcasına
Umutla parlayan,
Issız bir okyanusta ki
Mağrur fener gibiydi adeta.

Daha farkına varamadan
İçi sıcacık olmuş,
Yüzüne tatlı bir tebessüm konmuştu bile.

Oysa sadece
O umut ışığını düşünebiliyordu.
Aynı o denizciler gibi soluksuz bakıyordu,
Tatlı umut ışığına.

Korkuyordu, ama haykıramıyordu!
Titriyordu, ama belli edemiyordu!
İstiyordu, ama ulaşamıyordu!

Aklı oyun mu oynuyordu?
Yoksa deliriyor muydu?

İşte o yüzden,
Bırakmak istemiyordu.

Çünkü, umutlu sarıldığı o ışık,
Bir fener değil de
Ya basit bir mum aleviyse diye...




Volkan KOPUZOĞLU

4 Mart 2014 Salı

Aldanış
















İçimdeki acının sebebi sensin,
Uykusuz gecelerimin katili sen!

Hep kendimde aradım suçu
Şansızlığa, kadere bağladım bu yalnızlığı.

Çiçekler bile küstü,
Açmaz oldular yüzüme.

Konuşmaz oldu o şen şakrak bülbüller,
kokmaz oldu o hoş güller,sümbüller.

Oysa hiçbiri bilmiyor ki nasıl kandırıldığını
Tüm zehrini üzerlerine usulca saldığını.

Şimdi bu aşkın katili sen,
Makdülü ben oldum.





Volkan KOPUZOĞLU

28 Şubat 2014 Cuma

Ey Sevgili!
















Ey sevgili!

Yağmur ol, dokun göğsüme ısıt beni,
Rüzgâr ol, es sineme sar beni.
Sensizlik içinde, bırakma bu gönülü biçare
Düşürme yollara, Leyla'sını arayan Mecnun misali.

Sensiz çorak toprağa döndüm
Çırpınmaz oldu bu yürek,
Bereket ol yağ şu aciz bedenime,
Yıldız ol parla karanlık gecelerime.

Gel sevgili,
Gönül hasret nicedir sana...





Volkan Kopuzoğlu

15 Kasım 2013 Cuma

Beni Affet









Beni affet...
Bir hançer yardı geçti gönlümü
Ama olsun...
İçinde sen yoksan bir işime yaramazdı zaten.
Seni sıkıca tutamamışsa bu eller,
Gitmeni engelleyememişse lâl olmuş bu dil
Beni affet...

Bilmiyorum sen affetsen de  
Ben affeder miyim ki kendimi? 
İnan bilmiyorum.

Bu suçluluk duygusuyla yaşamak mı zor olan, 
Yoksa senin sevgisizliğinle mi?

Kör kuyuya düşmek midir çaresizlik?
Yoksa senin o güzel gözlerinde ki hüznü görmek mi?

Ya ölüm?
Kara mayınına basmak mıdır ölüm? 
Yoksa seni giderken görmek mi?


Her ne kadar bir kuş gibi çaresizce çırpınsa da bu gönül ,
Artık altın kafesim olmasan da ,
Sen yeter ki beni affet.





Volkan KOPUZOĞLU

31 Ekim 2013 Perşembe

Sessiz Yalnızlık





Gitme!

...
Her ne kadar aksini idda etsem de 
Her ne kadar kendimi kandırsam da 
Bu duruma kendim sebep oldum biliyorum
Bu çaresizliğe, bu yalnızlığa,

Oysa sen varken daha bir neşeli, 
Daha bir gerçekçiydi gülüşüm.
Ama şimdi aciz bir kukladan farkı yok bu suratın
Her hareket yapmacık, 
Her mimik sahte...

Her defasında  ben kendimle barıştım diyorum
Bunun yalan olmadığını söylüyorum,
Ama anca kendimi kandırıyorum
Bir nevi çocuk gibi oynuyorum benliğimle.

Hani bir işe yarayacakmış gibi,
Resmen sarsıyorum bedenimi 
Yıkmaya çalışıyorum tabularımı
Ama ne çare ki bu nafile uğraşım
Şimdi sadece kilidi bozulmuş bir kasa gibiyim sensiz 

Hele ki bu sensizliğin tek suçlusu sadece "ben" olunca 

Daha da bir ağır geliyor bu sessiz yalnızlık.

Bu yokluk iyiden iyiye sıkıyor

Patlatacak kıvama getiriyor yüreğimi 
Ne kadar çabalasam da kurtulamıyorum 
Her defasında yakalıyor,
Her defasında sıkıştırıyor makus kaderim 
Oysa şimdi sen olsan yanımda 
Vız gelirdi dağı delmek bana.






Volkan KOPUZOĞLU

12 Temmuz 2013 Cuma

Sen gittin ya...





Sen gittin ya...

Yabancı geliyor artık herkes bana.
Ne oturup çay içtiğimiz o kafeterya,
Ne de dalga seslerini dinlediğimiz o sahil.
Artık hiçbir şekilde aynı tadı vermiyor.
Hep bir şeyler eksik geliyor.

İçimde taa şuramda bir sancı doğuyor,
Seni her düşündüğümde,
Her adını andığımda,
O güzel gözlerinle süslenmiş
Resmine her baktığımda,
Tutamıyorum kendimi
Camı açıp avazım çıktığı kadar haykırmak
Tüm dünyaya duyurmak istiyorum feryadımı.

Ama ne çare ki...
Sonuçta ne yapsam da
Artık sen yoksun.







Volkan KOPUZOĞLU

24 Ocak 2013 Perşembe

Ses





Susmuyor bu ses,
Ne yaptıysam kesinlikle susmuyor.
Oysa sen burdayken
Yoktu böyle bir derdim,
Yoktu beni böyle biçare eden bir ses.
Oysa ne güzeldi günler önce
Ne güzeldi o hoş sesinin tınısı.
Şu an sadece bu susmayan ses var,
Kimseciklerin duyamadığı, hissedemediği,
Ama aynı zamanda
Hem kafamda, hem yüreğimde yankılanan.
Sen gittiğinden beri,
DUR! DUR! DUR!
Diye haykırırcasına bağırıyor,
İçim içimi yiyor sanki.
Şimdi sen yoksun ya,
Senin yerinde ise,
Giderken arkandan söyleyemediğim
Sadece bu ses...




Volkan KOPUZOĞLU

12 Haziran 2012 Salı

Böyleymiş Demek






Böyleymiş demek sensiz olmak,
Dört duvar olan bu odada
Bu kadar yalnız olmak.
Böyleymiş demek üşümek,
O mis kokulu kollarınla
Sarıldığını hissedememek.
Böyleymiş demek sağır olmak,
Her seni seviyorum dediğimde
O tatlı sesinle verdiğin
Her zamanki yanıtı duyamamak.
Böyleymiş demek
Dili lâl olmak,
Giderken arkandan
Nolur gitme kal diyememek.





Volkan KOPUZOĞLU

23 Ekim 2010 Cumartesi

Rüzgâr





Rüzgâr içime işlerken…
Korkuyorum çaresizce.
Önümde uçurduğu sonbahar yaprakları gibi,
Seni de uçurur mu ki yüreğimden?
Uçurur mu ki hayallerimi?
Tir tir titretir mi ki seni?
Seni korumak istercesine,
Hani işe yarayacakmış gibi,
Sımsıkı sarıyorum ceketimi göğsüme,
Kavuşturuyorum kollarımı,
Sırf seni uçurursa yakalayayım diye.
Isıtmak istiyorum içimde ki seni kollarımla
Şu loş ışığın aydınlattığı
Gerçek seni beklediğim bu durakta…



Volkan KOPUZOĞLU

22 Ekim 2010 Cuma

Yalnızları Oynuyorum Yine...





Yalnızları oynuyorum yine.
Şimdi tek sırdaşım sessizlik.
Sensiz bu evde geriye kalan sadece bu
Senden bana kalan yegâne şeye sımsıkı sarılıyorum
Ve içime çekiyorum, evime sinen kokunu
Sırf kokun kaçmasın diye
Sırf kokunu unutmayayım diye
Açmaya korkuyorum pencereleri
Yalnızları oynuyorum yine
Sensiz bu evde tek sırdaşım sessizlik…



Volkan KOPUZOĞLU