12 Aralık 2014 Cuma

Yağmurdan Korkuluk
















Şu gecenin zifiri karanlığında
Kanatları ıslanmış kuş gibi çaresizim yine.
İnce ince yağıyor yağmur zifiri karanlığa
Ve her saniye daha da çok bastırıyor
O geride bıraktığın mis kokunu.

Sensizliğin başladığı andan itibaren
Damla olmayı bıraktı artık bu narin varlık
Her damla birer mermi olup yağıyor,
Etimi delip geçiyor,
Bir hançer gibi saplanıyor.
Dayanılmaz acılara mahkum ediyor
Şu yaralı yüreğimi.

Şimdiyse göğe bakmaya korkuyorum,
O güzel yüzünü gördüğüm bu gözlerle.
Korkuyorum çünkü;
Ya bu gözlerde
Yüreğimle aynı kaderi paylaşırda
Bir daha seni göremezsem diye.

Oysa ne severdik
Yağmurlu gökyüzünü seyretmeyi.
O rahmetin altında,
Gözleri kapalı bir peri gibiydin adeta.
Sonsuza kadar sürsün,
Hiç bitmesin bu an derdim hep.

Düşen damlalara
Teslim olduğum şu ansa,
Ölesiye korkuyorum...



Volkan KOPUZOĞLU

11 Eylül 2014 Perşembe

Bencil Yürek
















İçimde bir sızı var a dostlar
Sormayın gitsin.

Her ne yaptıysam kapanmıyor bu yara
Laf dinlemiyor ki bu deli gönül

İlle de dediğim olsun diyor
Sadece Onu düşlüyor.

Hep böyle bencil midir bu?
Sadece kendini mi düşünür?

Yoksa sadece Onu düşündüğü için mi 
Bencil görünür.

İçimde bir sızı var a dostlar
Var mıdır derman olacak biri?


Volkan KOPUZOĞLU

31 Ağustos 2014 Pazar

Prangalı Aşk





İki arada bir derede kalmaktır aşk!
Sonuçlarını bilmemektir,
Sebebini sormamak.
En umulmadık zamanda onu düşünmektir.

Hiçbir zorunluluğu yoktur aslında,
Ya da bir bedeli.
Lakin sadece kendini kandırmaktır
Oyun oynamaktır naçiz benliğine,

Prangalar vurmak,
Kapalı kapılar ardına saklamaktır yüreğini.

Dedim ya, iki arada bir derede kalmaktır aşk
Ne yaptığını bilmemektir.




Volkan KOPUZOĞLU 

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Düşün!




Düşünmeye başladı genç.
Şu an için yapabildiği,
Tek şeye odaklanmaya çalıştı.

Hatrında kalan 
O deniz mavisi gözleri düşündü,
Karanlığa kafa tutarcasına
Umutla parlayan,
Issız bir okyanusta ki
Mağrur fener gibiydi adeta.

Daha farkına varamadan
İçi sıcacık olmuş,
Yüzüne tatlı bir tebessüm konmuştu bile.

Oysa sadece
O umut ışığını düşünebiliyordu.
Aynı o denizciler gibi soluksuz bakıyordu,
Tatlı umut ışığına.

Korkuyordu, ama haykıramıyordu!
Titriyordu, ama belli edemiyordu!
İstiyordu, ama ulaşamıyordu!

Aklı oyun mu oynuyordu?
Yoksa deliriyor muydu?

İşte o yüzden,
Bırakmak istemiyordu.

Çünkü, umutlu sarıldığı o ışık,
Bir fener değil de
Ya basit bir mum aleviyse diye...




Volkan KOPUZOĞLU

4 Mart 2014 Salı

Aldanış
















İçimdeki acının sebebi sensin,
Uykusuz gecelerimin katili sen!

Hep kendimde aradım suçu
Şansızlığa, kadere bağladım bu yalnızlığı.

Çiçekler bile küstü,
Açmaz oldular yüzüme.

Konuşmaz oldu o şen şakrak bülbüller,
kokmaz oldu o hoş güller,sümbüller.

Oysa hiçbiri bilmiyor ki nasıl kandırıldığını
Tüm zehrini üzerlerine usulca saldığını.

Şimdi bu aşkın katili sen,
Makdülü ben oldum.





Volkan KOPUZOĞLU

28 Şubat 2014 Cuma

Ey Sevgili!
















Ey sevgili!

Yağmur ol, dokun göğsüme ısıt beni,
Rüzgâr ol, es sineme sar beni.
Sensizlik içinde, bırakma bu gönülü biçare
Düşürme yollara, Leyla'sını arayan Mecnun misali.

Sensiz çorak toprağa döndüm
Çırpınmaz oldu bu yürek,
Bereket ol yağ şu aciz bedenime,
Yıldız ol parla karanlık gecelerime.

Gel sevgili,
Gönül hasret nicedir sana...





Volkan Kopuzoğlu