Selam, nasılsın? Bu animeyi ilk bakış yapmak için biraz geç
kalmış olabilirim farkındayım. Ancak uzun bir seri olacağından pek de geri
kalmış sayılmayız öyle değil mi? Hadi o zaman başlayalım.
Aslında Captain Tsubasa’yı anlatmaya gerek yoktur herhalde.
Özellikle de 90larda çocuk ya da, ortaokul, liseye giden her gencin kesinlikle
bayıla bayıla seyrettiği, arkadaşlarıyla maç yaparken “hayır Tsubasa benim, ben
de Misaki olurum o zaman “ gibi geyikler çevirmeyen yoktur sanırım.
Bu anime benim için o kadar değerli ve bir o kadar anlam
taşıyor ki şu satırları yazarken bile hala düşünüyorum “nasıl yazacam lan”
diye. Şimdi bu efsaneyi nasıl dile getirirsiniz ki zaten öyle değil mi? Eh işte
artık kalemimiz döndüğünce yazmaya çalışacağız artık. Zamanında sırf kaçırmamak
için okul dönüşü çantayı bir tarafa, kendimi bir tarafa hışımla atıp
televizyonu açtığım yegâne seridir kendileri.
Son dönemin artık iyice modası haline gelen bu geriye dönük
yeniden yapımlar kuşağında, dâhi futbolcumuz Tsubasa da yerini aldı tabi. İlk
izlenimim olarak ne yalan söyleyeyim ön yargıyla yaklaşmadım desem pek doğru
olmaz. Hani içine edecekler diye çok korktum. Ama Allahtan beklediğimden daha
iyi bir iş çıkarmışlar. Hele ki o ilk bölümde Tsubasa’nın kazadan kurtuluşuna
çok güldüm, yere düşüyordum nerdeyse gülmekten.
Evet, seri yıllar önce ki halinden gayet iyi yapılmış. Kurgu
olarak ben beğendim pek elleşmemişler ama ince detayları falan güzel yapmışlar
bu sefer. Tabi doğal olarak grafikleri de çok iyi kalitede olmuş. Yapanların
eline sağlık.
En büyük artısıysa
eski serinin o kanser eden bakışmaları kaybolmuş. Evet, yanlış okumadınız bir
bölümde GOL bile gördüm yahu hem de beş tane birden lütuf gibi geldi bir hoşuma
gitti ki sormayın. Eskiden olsa bir maçı bitirmek eğer ki çok şanslıysak altı
bölüm sürerdi. Defanstan forvete giderken milletin koşmasını ve yüz yüze
bakışmasını seyretmekten, bir bölüm çoktan bitiveriyordu. Bu inanılmaz bir
durum işte yeni seride en çok sevdiğim olay bu oldu ve yine tekrarlamak
istiyorum kurguyu çok kurcalamadan aynen devam ettirmeleri de belki buna bir
fayda sağlamış olabilir. Gayet eğlenceli ve komik kısımları olduğu kadar
ilerleyen bölümlerde dramı da çok başarılı vereceklerine hiç şüphem yok.
Serinin müzikleri ise çok güzel hele ki o efsane eski
başlangıç parçasını bu sefer kapanış parçası olarak koymuşlar ki bu da beni
benden aldı, ağzınızda enfes bir tat bırakıyor. Hani bölüm bittiğinde yüzünüzde
hafif bir tebessüm oluşuyor. Bunu bizim gibi eski hayranları mutlu etmek için
yaptılarsa da, tamamen duygu$al olarak yaptılarsa da adamsınız adam diyorum
başka da bir şey demiyorum.
Ee bu kadar güzel şey söyledik peki hiç mi kötü yanı yok
elbette var. Özellikle her şey de Tsubasa ya muhtaçmış gibi davranmaları çok
uyuz etti beni. Yeniliyoruz” eyvah Tsubasa napacaz”, yeniyoruz “çünkü bizde Tsubasa var” o oluyor “Tsubasa halleder”, bu oluyor “Tsubasa
şöyle”, “Tsubasa böyle” eehhh yeter yahu. Bleach de ki Orihime’nin tahtına göz
mü diktiniz hayırdır? Derler adama bu nedir arkadaş. Tamam, anladık bütün bir
anime serisi onun üstüne de bu kadar da abartılmaz ki canım. Allahtan
Wakabayashi var azcık da ona güveniyorlar. Sağolun be. E mübarek orda kapı gibi,
koç gibi Misaki var siz hayırdır demezler mi adama? Dememişler galiba ki
12.bölümde beni fitil etmeyi başardılar. Tebriklerimi sunuyorum.
Herşeye rağmen bu abukluk nazar boncuğu gibi kalıyor tabi
onca doğru ve güzel şeyi başardıkları için bu ufak tefek sinir bozucu anlar
kaybolup gidiveriyor.
Sonunda da bize yeniden cillop gibi grafiklerle Captain
Tsubasa 2018 in başına kurulmak kalıyor iyi seyirler…