Beni affet... Bir hançer yardı geçti gönlümü Ama olsun... İçinde sen yoksan bir işime yaramazdı zaten. Seni sıkıca tutamamışsa bu eller, Gitmeni engelleyememişse lâl olmuş bu dil Beni affet... Bilmiyorum sen affetsen de Ben affeder miyim ki kendimi? İnan bilmiyorum. Bu suçluluk duygusuyla yaşamak mı zor olan, Yoksa senin sevgisizliğinle mi? Kör kuyuya düşmek midir çaresizlik? Yoksa senin o güzel gözlerinde ki hüznü görmek mi? Ya ölüm? Kara mayınına basmak mıdır ölüm? Yoksa seni giderken görmek mi? Her ne kadar bir kuş gibi çaresizce çırpınsa da bu gönül , Artık altın kafesim olmasan da , Sen yeter ki beni affet.
Gitme! ... Her ne kadar aksini idda etsem de Her ne kadar kendimi kandırsam da Bu duruma kendim sebep oldum biliyorum Bu çaresizliğe, bu yalnızlığa, Oysa sen varken daha bir neşeli, Daha bir gerçekçiydi gülüşüm. Ama şimdi aciz bir kukladan farkı yok bu suratın Her hareket yapmacık, Her mimik sahte... Her defasında ben kendimle barıştım diyorum Bunun yalan olmadığını söylüyorum, Ama anca kendimi kandırıyorum Bir nevi çocuk gibi oynuyorum benliğimle. Hani bir işe yarayacakmış gibi, Resmen sarsıyorum bedenimi Yıkmaya çalışıyorum tabularımı Ama ne çare ki bu nafile uğraşım Şimdi sadece kilidi bozulmuş bir kasa gibiyim sensiz Hele ki bu sensizliğin tek suçlusu sadece "ben" olunca Daha da bir ağır geliyor bu sessiz yalnızlık. Bu yokluk iyiden iyiye sıkıyor Patlatacak kıvama getiriyor yüreğimi Ne kadar çabalasam da kurtulamıyorum Her defasında yakalıyor, Her defasında sıkıştırıyor makus kaderim Oysa şimdi sen olsan yanımda Vız gelirdi dağı delmek bana.
Sen gittin ya... Yabancı geliyor artık herkes bana. Ne oturup çay içtiğimiz o kafeterya, Ne de dalga seslerini dinlediğimiz o sahil. Artık hiçbir şekilde aynı tadı vermiyor. Hep bir şeyler eksik geliyor. İçimde taa şuramda bir sancı doğuyor, Seni her düşündüğümde, Her adını andığımda, O güzel gözlerinle süslenmiş Resmine her baktığımda, Tutamıyorum kendimi Camı açıp avazım çıktığı kadar haykırmak Tüm dünyaya duyurmak istiyorum feryadımı. Ama ne çare ki... Sonuçta ne yapsam da Artık sen yoksun.
Susmuyor bu ses, Ne yaptıysam kesinlikle susmuyor. Oysa sen burdayken Yoktu böyle bir derdim, Yoktu beni böyle biçare eden bir ses. Oysa ne güzeldi günler önce Ne güzeldi o hoş sesinin tınısı. Şu an sadece bu susmayan ses var, Kimseciklerin duyamadığı, hissedemediği, Ama aynı zamanda Hem kafamda, hem yüreğimde yankılanan. Sen gittiğinden beri, DUR! DUR! DUR! Diye haykırırcasına bağırıyor, İçim içimi yiyor sanki. Şimdi sen yoksun ya, Senin yerinde ise, Giderken arkandan söyleyemediğim Sadece bu ses...