7 Mayıs 2018 Pazartesi

Şubat Soğuğu






Issız soğuk bir Şubat günüydü. Her yer de soğuk havanın o dondurucu etkisiyle buz tutmuş  küçük göletler ve  çatılardan sivri mızraklar gibi uzanan  sarkıtlar vardı. O küçük göletlere basıpda kayıp düşmemek için dikkatle yürüyordu. Bir an için durakladı ve, yüzünü bulutlarla köşe kapmaca oynayan güneşin yer aldığı  gökyüzüne baktı. Belki güneşi görürse keyfi yerine gelir diye umuyordu, ama bulutlar tıpkı güneş ışınlarını engellediği gibi bu küçük umut kırıntısını da engelleyip  soğuk bir şekilde yüzüne vurmuştu. Evet  hava çok soğuktu. Sokakta ne bir kedi vardı, ne de kendinden başka birisi. Yalnız buz gibi esen bir rüzgâr ve kendisi. Rüzgâr, o kadar keskindi ki sanki onunla kavga eden bir insan gibi şekil almıştı. Sürekli beceriksizce kırçıllı atkısıyla yüzünü kapamaya çalışırken, yumruklarını suratının ortasına usta bir boksör edasıyla birbiri arkasına sıralıyordu. Amacına ulaşması için ilerlediği bu yolda tek çıkış yolu sabırla ve azimle tüm zorluklara ve engellere karşı düşüp kalkmadan  yürümekti. Evet sadece yürümek... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder